Evrensel Din
Universal Religion
ADEM
​
Kur’an 38-71,72 Hani Rabbin meleklere ÅŸöyle demiÅŸti:” Ben çamurdan bir insan yaratacağım.”
​
“Onu kıvama erdirip içine ruhumdan üflediÄŸimde, önünde secde ederek eÄŸilin.”
Kur’an 2-31,32 Ve Adem’e isimlerin tümünü öÄŸretti. Sonra onları meleklere sunarak ÅŸöyle buyurdu. “Hadi, haber verin bana ÅŸunların isimlerini, eÄŸer doÄŸru sözlüler iseniz.”
Dediler ki: … Bize öÄŸretmiÅŸ olduÄŸunun dışında bilgimiz yok bizim. …”
Kur’an 7-11 Andolsun ki sizi yarattık, sonra sizi biçimlendirdik, sonra da Meleklere:”Adem’e secde edin” dedik...
​
Bu Kur’an ayetlerindeki Adem ÅŸu dönemde dünyada yaÅŸayan insan topluluklarının atası kabul edilir. Adem’in topraktan yaratılışı ve Rab’bin Ruh’undan Adem’in içine üflenmesi ile dirilmesi sonrasında Rabbinin Adem’e tüm kelimeleri öÄŸretmesi sayesinde Adem’in bilgi bakımından meleklerden daha üst dereceye yükseltilmesi sonucunda Meleklerin Adem’e göstermeleri gereken saygının derecesi ifade edilmektedir.
Adem’in Dünyamızda yaratılan ilk beÅŸer olması ve eÅŸinin kendinden yaratılması ve neslinin üreme ile çoÄŸalması Eski Ahit’te detaylı olarak anlatılır. Ayrıca yine Eski Ahit’te Adem’le eÅŸinin Cennet’ten kovulmaları da anlatılmıştır. Kur’an çeÅŸitli ayetlerde Adem’in yerin toprağından oluÅŸturulduÄŸunu anlatır (Kur’an 15-28),(Kur’an 32-7) ve daha sonraki oluÅŸa biraz farklı yaklaşır:
Kur’an 7-24,25 Buyurdu: ”Kiminiz kiminize düÅŸman olarak inin. Yeryüzünde belirli bir süreye kadar mekan tutmanız ve nimetlenmeniz öngörülmüÅŸtür.”
​
Buyurdu: ”Orada hayat bulacaksınız, Orada öleceksiniz ve oradan çıkarılacaksınız.”
Bu ayette ise bir gruba hitap edilmekte ve aÅŸağı iniÅŸten bahsedilmektedir. İniÅŸ farklı bir boyuttan yeryüzüne fiziksel bir iniÅŸ midir? Yoksa yeryüzünde yaÅŸamakta olanların ruhsal bakımdan bir düÅŸüÅŸü mü anlatılmaktadır? Sorunun günümüzde net bir cevabı olmayabilir.
​
Hangi dönemde olduÄŸu açık olmamakla beraber yeryüzünde yaÅŸayanların var olduÄŸunu ve onlarla ilgili olarak Yaratıcı Gücün planının belki küçük bir bölümünü gene Kur’an’dan öÄŸreniyoruz:
Kur’an 2-30 Bir zamanlar Rabbin meleklere: “Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım.” DemiÅŸti de onlar ÅŸöyle konuÅŸmuÅŸlardı: “Orada bozgunculuk etmekte olan birini mi atayacaksın? Oysaki bizler, seni hamd ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz.”
​
Yeryüzünde yaÅŸam bulanlardan Yaratıcı Gücün “bir halife ataması” çok ama çok önemli bir görevlendirmedir. Zaman içinde beÅŸerin kendi yaptığı sistem içinde farklı kitap bağımlısı toplumlarda tebliÄŸi yapan elçinin arkasından bazı bireylerin halifelik yaptıkları ve çoÄŸunun nasıl yanlış davranışlara baÅŸvurduÄŸu bilinir. Demek ki beÅŸer henüz O’nun halifesi olmaktan çok uzaklardadır.
Adem nesli yeryüzü toprağından yapılmıştır. Fakat burada baÅŸlangıçta bir nevi fiziksel imalat söz konusu olabileceÄŸini ve daha sonra neslin devamının biyolojik yolla olmasının saÄŸlandığını düÅŸünüyorum:
Kur’an 40-67 O, O’dur ki; sizi önce topraktan, sonra bir spermden sonra bir embryodan yarattı.
Ayrıca biliyoruz ki beÅŸer dediÄŸimiz varlık sadece biyolojik yaÅŸam iÅŸaretlerine sahip olan bir bedenden ibaret deÄŸildir. Kur’an’ın sıklıkla vurguladığı akıl ve gönül sahibi olmak beÅŸerin bir ayrıcalığıdır ve bu ayrıcalığın sahipleri bu yeteneklerini O’na borçludurlar:
​
Kur’an 6-104 Gerçek ÅŸu ki size Rabbinizden gönül gözleri gelmiÅŸtir. …
​
Rabbimizden gönül gözlerinin geldiÄŸi bu ayetle gerçektir. Fakat her beÅŸerin gönül gözleri çalışmakta mıdır diye sorarsak cevap korkarım olumsuz olacaktır. Her beÅŸerin gönül gözlerinin çalışmadığı Kur’an’da tekrarlanan bir konudur. DiÄŸer taraftan gönül gözlerinin çalışır duruma gelmesinin yolu da gösterilmiÅŸtir:
Kur’an 22-46 … Åžu bir gerçektir ki kafadaki gözler kör olmaz ama göÄŸüslerin içindeki gönüller körleÅŸir.
Kur’an 45-20 Bu Kur’an, insanların kalp gözlerini açacak ışıklardan oluÅŸur. …
​
Sadece Adem’in ortak atamız olması yüzünden deÄŸil, verilen ayetler üzerinde düÅŸündüÄŸümüz zaman insanların yani Adem OÄŸullarının her bireyinin de Adem’in sahip olduÄŸu potansiyele sahip olduÄŸunu düÅŸünebiliriz. Bu çerçevede özellikle Kur’an (7-11) ayeti ilginçtir. ÇoÄŸul terimi kullanılarak beÅŸerin önce yaratılması ve daha sonra biçimlendirilmesi söz konusudur. Burada bahsedilen “biçimlendirilme” fiziksel midir yoksa ruhsal mıdır, açık deÄŸildir. Sanırım konu edilen ruhsal olgunlaÅŸmadır. Bunun için de öncelikle Allah’ın izni ile bireye sembolik anlatımla Ruh’tan üflenmeli ve birey dirilmelidir. Dirilme teriminin gerek İncil’de ve gerekse Kur’an’da biyolojik canlılık anlamında kullanılmamış olduÄŸunun hatırlanmasında yarar görürüm. Daha sonra aÅŸağıda verilen Kur’an ayetlerine göre, Adem’in eÄŸitilmesine benzer ÅŸekilde insanlara da bilgi kazandırılma ÅŸansı vardır.
​
Kur’an 55-1,2,3,4 O rahman,
ÖÄŸretti Kur’an’ı,
Yarattı insanı,
Belletti ona duygu ve düÅŸüncelerini ifade etmeyi.
Bilgi sahibi olmak aslında beÅŸeri anlamda alınmamalıdır. Allah’ın İlmi’nden izin verildiÄŸi kadar, beÅŸeri ifadelerle, nimetlenmek demek olup böyle bir durum bireye sorumluluk yüklerken yetki de kazandırır. Sahip olduÄŸu bilgiyi kendisine izin veren gücün arzusuna uygun ÅŸekilde kullanarak, beÅŸer manen öyle bir boyuta ulaÅŸabilir ki orada artık meleklerin görevlerini yapmaya ve belki de melekleri de yönetmeye baÅŸlayabilir. Bu hal ise meleklerin o bireye secdesi deÄŸil midir? Burada sözü edilen konunun gerçekten uzun ve ince bir yol olduÄŸunu ve varlığın tekamül boyutlarında çeÅŸitli sınavlarda baÅŸarılı olması gerektiÄŸini düÅŸünebiliriz. O sınavların madde evrenimizdeki, madde ile baÄŸlantılı sınavlardan çok daha farklı olması gerektiÄŸini varsayabiliriz.
Meleklerin programlanmış varlıklar olduÄŸunu ve programlanmaları çerçevesinde görev yaptıklarını sanıyorum. Halbuki Adem’le sembolik olarak anlatılan ise, insanın bir robot olmadığı, tekamül ederek meleklere verilenden daha fazla bilgi sahibi olabileceÄŸi anlatılırken, diÄŸer taraftan insan neslinin misyonuna iÅŸaret edildiÄŸini anlayabiliyoruz. Ancak dikkatimizden kaçmaması gereken nokta insanın tekamül ile sahipleneceÄŸi bilgi ve dolayısıyla yetenek, O’nun arzusu olup O’nun izni ile gerçekleÅŸmektedir. İnsan hangi seviyede bilgi sahibi olursa olsun kendisinin ürettiÄŸi bir bilgi olmayacaktır. Dünyada yaÅŸam bulan beÅŸer her ÅŸeyi kendisinin düÅŸünüp tasarladığını ve yaptığını savunur. Acaba gerçek böyle midir? Kur’an bu konuda da bizlere gerekli açıklamayı yapmaktadır:
Kur’an 2-255 Allah’tan baÅŸka ilah yok...İnsanlar O’nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediÄŸi dışında, hiçbir ÅŸeyi kavrayıp kuÅŸatamazlar....
İşte burada İslam kavramına dönüÅŸün gerektiÄŸini sanıyorum. BeÅŸer hiçbir ÅŸey deÄŸilken O’nun arzusu uyarınca ve fakat O’nun yardımı ile meleklerin bile kendisine secde edeceÄŸi bir Adem olabileceÄŸini anlayabilmeli ve gereÄŸini yapmalıdır. Yapılacak ÅŸey bellidir. O’na teslim olmak ve dünya hayatını, hedefe ulaÅŸma yolunda gayretle geçirmek yeterli olacaktır sanıyorum.