Evrensel Din
Universal Religion
HAC
​
Hac terimi beÅŸeriyetin geçmiÅŸ dönemlerinde ve günümüzde, kutsal olduÄŸu kabul edilen mekan ve mekanların inanç sahiplerince ziyaret edilmesidir. Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta hac için ziyaret edilecek konumlar vardır. Yahudilikte ziyaret edilecek yerler ve ziyaret dönemleri Eski Ahit’e göre belirlenmiÅŸtir. Hıristiyanlıkta, Yeni Ahit’te (İncil ve ekleri) belirgin bir tanımlama yoktur. Zaman içinde kilise tarafından önerildiÄŸi düÅŸünülen ziyaret yerleri vardır. Kur’an’a göre ise hac olayı hem ziyaret zamanı hem de ritüeller bakımından detaylı olarak verilmiÅŸtir ve küresel boyutta ilgi çeken bir konu olduÄŸu için Kur’an’a göre Hac konusunu kısaca ele almak doÄŸru bir yaklaşım olacaktır. İlginç olan Kur’an’ın belirlediÄŸi ziyaret yeri olan Kabe, gene Kur’an’a göre İsrailoÄŸulları’nın atası olduÄŸu söylenen İbrahim tarafından onarılmış ve geçmiÅŸ dönemlerde, Kur’an’ın tebliÄŸinden önce de, beÅŸer tarafından ziyaret edilegelmiÅŸtir ve gelen ziyaretçilerin kurban kestiklerini de gene Kur’an’dan öÄŸreniyoruz.
Kur’an 2-127 İbrahim’in, İsmail’le birlikte, Beytullah’ın ana duvarlarını yükselterek ÅŸöyle yakardıkları zamanı da an:”Rabbimiz, bizden gelen niyazları kabul buyur;....”
Kur’an 5-97 Allah Kabe’yi, o saygıya layık evi, O saygıya layık ayı, o boynu baÄŸsız ve baÄŸlı kurbanlıkları insanlar için bir dayanak, bir güven unsuru kıldı...
Günümüzdeki uygulamaya baktığımızda Kur’an bağımlıları arasında Beytullah’ı ziyaret eden hacı adaylarının dünyanın her bölgesinden geldiklerini görürüz. Gelen hacı adayları farklı deri renklerine, deÄŸiÅŸik etnik köken ve milli köklere sahiptirler. Bahsedilen bu farklılık konusuna Kur’an’da da deÄŸinilir:
Kur’an 30-22 Göklerin ve yerin yaratılmasıyla dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O’nun ayetlerindendir. Bunda ilim sahipleri için elbette ibretler vardır.
Fakat hacı adaylarının hepsinin hedefi aynıdır. Bağımlısı oldukları Kitabın önerisine uymak için dünyamızın her köÅŸesinden gelmiÅŸlerdir. Beytullah’ı ziyaret döneminde uygulanan ritüeller yönünden gelenler arasında ayrılık kalmamıştır. Fakat günümüzde ritüeller dışında hacı adaylarının barınak, seyahat gibi yaÅŸam ÅŸartları hacı adayının parasal gücüne göre farklılıklar gösterir ki bu gerçeÄŸin akıl ve gönül sahiplerince kabul göreceÄŸini hiç sanmıyorum. Sosyal yaÅŸamdaki bu ayrışmaya raÄŸmen dikkatimizi çeken konu ritüeller esnasında hacı adaylarının, Kur’an’ın müjdelediÄŸi tek bir toplum oluÅŸturulmasının örneÄŸini vermeleridir:
Kur’an 43-33 İnsanlar bir tek ümmet haline gelmeyecek olsalardı, …
Ayrıca bilebildiÄŸimiz kadarı ile, hacı adayları, her biri, erkek-kadın, zengin-fakir ayırt edilmeksizin, aynı renk örtü ile örtünmüÅŸtür. Hepsi de beyaz bir örtüye bürünmüÅŸtür. Beyaz örtü saflığın, arınmışlığın simgesidir. Vahyin beÅŸere sunduÄŸu öÄŸreti çerçevesinde pek çok konuda olduÄŸu gibi bu uygulamada da gene sembolizmi görmek mümkündür. Kabe, Beytullah olarak da bilinir ve hac ziyaretinin beÅŸeri boyutta, beÅŸere Yaratan’la madde ölçüleri içinde bir baÄŸlantının, sembolik de olsa, algılattırılması arzu edilmiÅŸ gibi görünüyor. AÅŸağıda verilen ayetler bu yaklaşımı güçlendirmektedir.
Kur’an 3-96,97 Åžu bir gerçek ki, alemlere bir bereket kaynağı ve yol gösterici halinde insanlar için kurulan ilk ev Mekke’dekidir.
Açık-seçik deliller, İbrahim’in makamı vardır orada. Oraya giren, güvene ermiÅŸ olur. Yoluna gücü yetenin o evi ziyaret etmesi, insanlar üzerinde Allah’ın bir hakkıdır...
Kabe’nin toplumsal kabule göre kutsal olduÄŸu düÅŸünülür. Kanımca kutsal tektir. Yukarıda verilen ayet(5-97) Kabe’yi saygıya layık olarak tanımlıyor ki aksini düÅŸünmek mümkün deÄŸildir. Ancak Kabe’nin bulunduÄŸu dar bir bölgenin dünyadaki diÄŸer bazı benzerleri gibi fakat O’nun izni ile yüksek enerjili bir konum olduÄŸunu kabul edebiliriz. Kabe’yi ziyaret edenlerin giysilerinin beyaz olması aslında gene semboliktir ve yeri gelmiÅŸken Kur’an’ın bizden giymemizi istediÄŸi gerçek örtünün ne olduÄŸunu belirtelim:
Kur’an 7-26 Ey AdemoÄŸulları! Size, çirkin yerlerinizi örtecek giysi ve süs kıyafeti indirdik. Ama takva elbisesi en hayırlısıdır. İşte bu, Allah’ın ayetlerindendir. DüÅŸünüp öÄŸüt almaları umuluyor.
Takva elbisesi giymek yani kötülüklerden korunma, takip ettiÄŸi kitap ne olursa olsun her inanmış bireyin uyması gereken ana prensiptir. Ancak bu gerçekleÅŸirse yer küremizde barışa ulaÅŸabiliriz. Tekrar Kabe’deki hac konusunu hatırlayalım. Kadın, erkek yan yana Kabe’yi tavaf eder ve yan yana namaz kılarlar; yani beÅŸeri dünyada görülen ayrışmalar, ötekileÅŸtirmeler yoktur. Çünkü Kur’an’da ritüeller esnasında böyle bir ayrım yoktur. Ayrımı yapanlar beÅŸerdir ve özellikle erkeklerdir. Hac’daki ayrımsız birliktelikten sonra beÅŸer günlük hayatına geri döndüÄŸünde tekrar ayrıma niçin gidilir? Çünkü beÅŸer, hac ziyaretini yapmış bile olsa, çoÄŸunlukla beÅŸer olmaktan maalesef henüz kurtulamamıştır. Umulur ki diÄŸer zamana baÄŸlı ritüeller gibi Hac ritüeli de gerçek manası ile anlaşılır. Bu niyet gerçekleÅŸtiÄŸinde, Hac ritüeli ile baÄŸlantılı olarak, Adem’in çocukları günlük hayatlarında da her an Beytullah’ı ziyaret edercesine, her an Allah’ın huzurunda olduklarını hissetmeye baÅŸlarlar. İşte o gün artık kadın erkek ayrımı kalmayacaktır ve iÅŸte o gün Eski Ahit’te bahsedilen dünya okulunda Tanrı’nın Krallığı yaÅŸanmaya baÅŸlanacaktır.
Hac konusunun ana ritüeli sanıyorum Kabe’nin tavaf edilmesidir. Bu esnada hacı adayları için renk, dil, mezhep, sosyal statü, v.s. yani beÅŸeri farklılıklar hiçbir ÅŸekilde dikkate alınmaksızın bireyler sadece Kabe’yi tavaf ederler. Tavaf edenler ete, kemiÄŸe bürünmüÅŸ beÅŸerdirler. Fakat aslında onların her birisi bir evrendir. Tavafta demek ki evrenler hep birlikte ve düzen içinde aynı amaçla hareket etmektedirler. Kabe’yi tavaf eden hacı adaylarının tavaf esnasında yukarıdan alınan görüntüsünü hatırlayalım. Bu resme baktığımızda gördüÄŸümüz O’nun muhteÅŸem düzeninin dünya boyutlarındaki bir yansıması deÄŸil midir?